Küçük Kız -özet-
Pencerenin önündeki küçük gölge, sokağın öte yanında bir uçurtma gibi elektrik direğine takılıp kalan bir kargayı izliyordu. Karga, bir süredir amaçsızca çırpınıyor ve kurtulmaya çalışıyordu bu durumdan fakat bir türlü beceremiyordu bunu. Saatlerini pencerenin önünde birilerinin bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek geçiren küçük kız karga kadar umutsuzdu. Hiç kimse hiçbir şey yapmak istemiyordu, vakit oldukça geçti. Birkaç saat önce birkaç sokak çocuğu karganın bu durumuna üzülerek, onu gitmek üzere olduğu yere erken göndermek niyetiyle epeyce taş fırlatmışlardı direğin tepesine. Karga en azından bu konuda şanslıydı, hiç darbe almadan kurtulma çabalarını sürdürmeye devam etti. Küçük kız, onun bu durumuna daha fazla izleyici kalamazdı.
Bir vampir olarak, diğer doğaüstü yaratıklar hakkında sizden fazla bilgiye sahip olduğumu iddia edemem, benim de kendime göre meraklarım var elbette. Açıkçası okültizmle çok da ilgili olduğum söylenemez, aslında gülünç olmakla birlikte vampirler arasında sık rastlanılan bir durum da değildir bu. Vampirlerin çoğu gizemli olmaya bayılır doğrusu, çünkü ölümden sonra bir yaşam sürdürebilmek için gerekli görürler bunu. Beni kendi gizemim ilgilendiriyor, içimde yaşayan bir yabancının varolması fikri beni meraklandırıyor. Ona ne kadar hakimim yada benden başka kaç tane daha var içimde?... Ölümden sonra bir yaşam var evet ama ölümden sonra çok daha güçlü bir ego da var... Neyse, hayat çok ama çok gariptir, gerçekten. Yaşayan ölüler, yakmayan ateşler ve gerçek olan düşlerle doludur çoğu zaman. Bazen kiliselere girer ve azizlerin resimlerine bakarım uzun uzun, o gözlerin arkasındaki anlamı okumaya çalışırım tıpkı sizlere de yaptığım gibi. Eğer bu dünyaya yada hayata dair gizli bir mesajınız varsa bunu gözlerinizden okuyabilirim. Kiliselerde karşısında en çok zaman harcadığım resimler ise meleklere ait olanlardır.
Küçük bir gölge apartmanın karanlık koridorundan sokağın tek bir lambayla aydınlanan loşluğuna adım attı. Yavaşça elektrik direğine kadar yürüdü, sokakta kimse yoktu. Karga, artık asılı kaldığı direğin ucunda hareketsizdi. Yakınlardaki lambanın ışığında, parlak siyah tüylü kanatların arasında oynaşan mavimsi ışıklar oluşuyordu o yavaşça sallanırken. Küçük kız belki de artık çok geç olduğunu düşündü. Ölmüş müydü yoksa...? Birden yeniden hareketlendi karga, birkaç defa daha çırpındıktan sonra yeniden eski hareketsizliğine büründü. Sarı saçlarını küçük parmaklarıyla kulaklarının gerisine iterken daha önce yapmayı hiç düşünmediği bir şeyleri yapmak üzere planlar kuruyordu. Oraya tırmanacaktı.
Tek yapabileceğim şey bunları izlediğim yerden çıkıp eve bir an önce geri dönmesi için küçük kızı biraz korkutmaktı. Küçük belki de bir daha karanlık bastırdıktan sonra dışarı çıkmayacaktı. Karga ölmek üzereydi ve o bunu bilmiyordu. O direğe tırmanmakla yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Gizlendiğim yerden çıkmak üzereyken, resimlerde gördüğüm bir çift göz zihnimde yeniden canlandı. Bir fotoğraf karesinde hapsolmak gibi bir duyguydu bu, sanki ben bir resim olmuştum ve şimdi de ?O? gözlerimin içine bakıyordu. Kımıldayamıyordum, olanları durdurmam gerektiğini bildiğim halde hiçbir şey yapamıyordum. ?O? gözlerimin içindekileri okudu. Tıpkı sizinkileri okuduğum gibi. Büyük bir ışık patlamasından sonra herşeyi geride bıraktığımdan emin olarak gözlerimi açtım. ?O?nu karşımda bulacaktım ve bu herşeyin sonu olacaktı. Sonsuz bir gecenin sonu olacaktı bu ve ışık beni asla terk etmeyecekti bir daha. Yanılmıştım, bu benim değil o küçük kızın yaşama vedasıydı. Buna ben de dahil olmak üzere kimse engel olamazdı. ?O? herşeyi hazırlamıştı ve bu da kolayca oldu. Küçük bir kıza ait cansız bir beden sokağın ortasında yatıyordu az sonra ve az ötesinde ise tek gözü dışarı fırlamış ölü bir karga.
O anda sadece o yabancı duygunun kaynağına ulaşmaya çalışıyordum. Karanlık bir sokaktan ışık dolu bir caddeye fırlayan ince, uzun bir gölge gördüm aklımın içinde. Kim olduğunu bilmiyorum, sadece bu durumda varolmayı başarabilen bir varlıktı. Hayat çok gariptir, gerçekten. Yaşayan ölüler, yakmayan ateşler ve gerçek olan düşlerle doludur çoğu zaman. Bana benzeyen ama benden çok daha duyarlı olabilen bir enerji formatıyla karşılaşmamıştım hiç. Çıkıp onu aramaya karar verdim. Belki de onun yerine başka bir yalnız ruh bulacaktım, bilmiyorum. Hayatın bir vampir için bile süprizlerle dolu olduğu da bir gerçektir. Acının izini sürmek üzere açık pencereden ışığın içine akıp gözden kayboldum. Ama henüz bitmedi. Anlattıklarım ve anlatacaklarım benim kadar gerçektir.
Bir vampir olarak, diğer doğaüstü yaratıklar hakkında sizden fazla bilgiye sahip olduğumu iddia edemem, benim de kendime göre meraklarım var elbette. Açıkçası okültizmle çok da ilgili olduğum söylenemez, aslında gülünç olmakla birlikte vampirler arasında sık rastlanılan bir durum da değildir bu. Vampirlerin çoğu gizemli olmaya bayılır doğrusu, çünkü ölümden sonra bir yaşam sürdürebilmek için gerekli görürler bunu. Beni kendi gizemim ilgilendiriyor, içimde yaşayan bir yabancının varolması fikri beni meraklandırıyor. Ona ne kadar hakimim yada benden başka kaç tane daha var içimde?... Ölümden sonra bir yaşam var evet ama ölümden sonra çok daha güçlü bir ego da var... Neyse, hayat çok ama çok gariptir, gerçekten. Yaşayan ölüler, yakmayan ateşler ve gerçek olan düşlerle doludur çoğu zaman. Bazen kiliselere girer ve azizlerin resimlerine bakarım uzun uzun, o gözlerin arkasındaki anlamı okumaya çalışırım tıpkı sizlere de yaptığım gibi. Eğer bu dünyaya yada hayata dair gizli bir mesajınız varsa bunu gözlerinizden okuyabilirim. Kiliselerde karşısında en çok zaman harcadığım resimler ise meleklere ait olanlardır.
Küçük bir gölge apartmanın karanlık koridorundan sokağın tek bir lambayla aydınlanan loşluğuna adım attı. Yavaşça elektrik direğine kadar yürüdü, sokakta kimse yoktu. Karga, artık asılı kaldığı direğin ucunda hareketsizdi. Yakınlardaki lambanın ışığında, parlak siyah tüylü kanatların arasında oynaşan mavimsi ışıklar oluşuyordu o yavaşça sallanırken. Küçük kız belki de artık çok geç olduğunu düşündü. Ölmüş müydü yoksa...? Birden yeniden hareketlendi karga, birkaç defa daha çırpındıktan sonra yeniden eski hareketsizliğine büründü. Sarı saçlarını küçük parmaklarıyla kulaklarının gerisine iterken daha önce yapmayı hiç düşünmediği bir şeyleri yapmak üzere planlar kuruyordu. Oraya tırmanacaktı.
Tek yapabileceğim şey bunları izlediğim yerden çıkıp eve bir an önce geri dönmesi için küçük kızı biraz korkutmaktı. Küçük belki de bir daha karanlık bastırdıktan sonra dışarı çıkmayacaktı. Karga ölmek üzereydi ve o bunu bilmiyordu. O direğe tırmanmakla yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Gizlendiğim yerden çıkmak üzereyken, resimlerde gördüğüm bir çift göz zihnimde yeniden canlandı. Bir fotoğraf karesinde hapsolmak gibi bir duyguydu bu, sanki ben bir resim olmuştum ve şimdi de ?O? gözlerimin içine bakıyordu. Kımıldayamıyordum, olanları durdurmam gerektiğini bildiğim halde hiçbir şey yapamıyordum. ?O? gözlerimin içindekileri okudu. Tıpkı sizinkileri okuduğum gibi. Büyük bir ışık patlamasından sonra herşeyi geride bıraktığımdan emin olarak gözlerimi açtım. ?O?nu karşımda bulacaktım ve bu herşeyin sonu olacaktı. Sonsuz bir gecenin sonu olacaktı bu ve ışık beni asla terk etmeyecekti bir daha. Yanılmıştım, bu benim değil o küçük kızın yaşama vedasıydı. Buna ben de dahil olmak üzere kimse engel olamazdı. ?O? herşeyi hazırlamıştı ve bu da kolayca oldu. Küçük bir kıza ait cansız bir beden sokağın ortasında yatıyordu az sonra ve az ötesinde ise tek gözü dışarı fırlamış ölü bir karga.
O anda sadece o yabancı duygunun kaynağına ulaşmaya çalışıyordum. Karanlık bir sokaktan ışık dolu bir caddeye fırlayan ince, uzun bir gölge gördüm aklımın içinde. Kim olduğunu bilmiyorum, sadece bu durumda varolmayı başarabilen bir varlıktı. Hayat çok gariptir, gerçekten. Yaşayan ölüler, yakmayan ateşler ve gerçek olan düşlerle doludur çoğu zaman. Bana benzeyen ama benden çok daha duyarlı olabilen bir enerji formatıyla karşılaşmamıştım hiç. Çıkıp onu aramaya karar verdim. Belki de onun yerine başka bir yalnız ruh bulacaktım, bilmiyorum. Hayatın bir vampir için bile süprizlerle dolu olduğu da bir gerçektir. Acının izini sürmek üzere açık pencereden ışığın içine akıp gözden kayboldum. Ama henüz bitmedi. Anlattıklarım ve anlatacaklarım benim kadar gerçektir.