Düşler ve Beyaz Kurt -özet-
Güneş henüz doğmamıştı, ben biraz erkenciyim, her zamanki gibi... O hala uyuyor olmalı, düşler aleminde bir yerlerde. Gece bir düş gördüm onunla, onun düşüydü bu. Ben aslında hiç düş görmem, sizin düşleriniz benim gerçeklerimdir. Upuzun bir otoyol boyunca yürüyordu düşünde, bu yol şehirlerden, köylerden, dağlardan, tepelerden, ırmaklardan, cılız derelerden, yani her yerden geçiyordu. Bir süre sonra hava karardı ve yanından geçen arabaların ışıklarını izleyerek karanlıkta yoluna devam etti. Ta ki yol karanlık bir ormanın içine dalana kadar. Önce çok rahat, huzurlu ve korkusuzdu yürürken fakat birden bir şeyler hissetti, yalnız değildi. Ve panik duygusu ile adımlarını sıklaştırdı ama etrafını net olarak göremediği için tehlikenin nereden geleceği de belirsizdi. Ve yanından geçen bir araba ondan sadece yirmi beş yada otuz metre uzaklıkta, yolun onun yürüdüğü kısmında duran bir silüeti aydınlattı. Bembeyaz vahşi bir kurttu bu ve aç görünüyordu. Arkasına baktı ve o upuzun yolda başka bir araba daha olmadığını fark etti. Saat oldukça geçti ve otostop yapmaya kalksa bile onu kimse arabasına almazdı bu saatte. Kaçınılmazdı olacaklar. Tehlikeye arkasını döndü ve gelip onu alması için beklemeye başladı. Aklına yapacak hiçbir şey gelmedi, yani ağaca çıkmak, koşmak, dua etmek vb. şeyler....ve uyandı, düş sona erdi. Yanında yatan vahşi beyaz kurda sarıldı...
Saat 19:50 şimdi, çoktan eve döndüm bile, hatta hava da iyiden iyiye karardı. Dün gece konusunda söylemek istediklerim var şimdi sırada. Bilmem ona ne kadar belli ettim ama ondan gerçekten hoşlandım. Sadece ona söyleyemedim bunları. Bir anlamı olmayacaktı ne de olsa. Gözlerine baktığımda içeride gerçekten kırılmış ama bunun ne anlama geldiğini pek bilmeyen bir çocuk gördüm. Onu yaralayan bir şeyler vardı ve bunları benimle paylaşmayacaktı. Sorularıma o kadar dürüst cevaplar verdi ki, sadece susması gerektiğini düşündüğü o ana kadar. Ve lanet olsun dedim ben de, neden böyle insanlar hep kırılmak zorunda, neden bu kadar incinmek zorundalar? Ve herşeye rağmen nasıl bu kadar güçlü ve bu kadar emin olabiliyorlar kendilerinden.? Keşke daha farklı bir dönemde tanışsaydık, mesela onun gibi bir ölümlü olduğum zamanlarda... Keşke o da benim gözlerimin içine bakabilseydi ve herşeyi görebilseydi içimde. Peki ne görürdü?...
Dün gece için en doğrusunu yapmış olduğumu düşündüm. O sadece bana sarılmak ve beni öpmek istedi o kadar. Çünkü ben pek çok anlamda bir-sıfır yenik başlamıştım geceye ve iç güdülerim duygularımdan daha baskındı her zaman...şimdi gülüyorum... ?Her neyse, sana dün akşam için teşekkür ederim ve de özür dilerim: öncelikle sana kendini iyi hissettirmeyen sorular sorduğum için, ki hepsinin cevabını biliyordum. İkincisi sana karşılığı olmayan bir şeyler hissettiğim için, ki sorun değil. Üçüncüsü o anda sana karşı dürüst olabilecek kadar cesur olmadığım için. Bazen bunun gerçekten benim kişisel ?lanet?im olduğuna inanıyorum. Hep imkansız şeyler hissederim ben ve de dünkü gibi yanlış yerlerde ve zamanlarda, yanlış insanlara rastlarım. Ne zaman birine karşı bir şeyler hissetsem karşımdaki kişinin içinde dolaşan bir hayaletle de savaşmak zorunda kalırım ben, ve hayaletler hep kazanır... Ama hayat her zaman acı olamayacak kadar kısadır, ve bunu hiç düşünmeyiz, ölümü aklımızdan bile geçirmeyiz, ve kurt bir gün aniden karşımıza çıkar, ona karşı koymak için elimizden hiçbir şey gelmez. Orada öylece durur ve beyaz kurdun avı olmayı bekleriz.?
?Hiç hesapta olmayan bu fırtına dinene kadar seni görmemem daha doğru olur. Sadece mutlu ol bir an önce, birilerinin seni sevmesine izin ver ve tekrar keyif almaya başla yaptığın işten, içtiğin sigaradan, sudan... Cennetine sahip çık. Yüzündeki o kocaman gülümsemeyi düşündüm şimdi, gerçekten o kadar büyük ve muhteşem ki, sana o kadar yakışıyor ki, bu ?güneşi? esirgeme hiç kimseden. Bu arada bugün hava kapalı ve güneş de olmayacak. İşte senin için bir fırsat... Ve bana şans dile, bulunduğum bu durumdan kurtulabilmem için, bunu yapmayı isteyebilmem için ve yeniden başlayabilmem için. Seni unutabilmem için...? Ama henüz bitmedi. Anlattıklarım ve anlatacaklarım benim kadar gerçektir.
Saat 19:50 şimdi, çoktan eve döndüm bile, hatta hava da iyiden iyiye karardı. Dün gece konusunda söylemek istediklerim var şimdi sırada. Bilmem ona ne kadar belli ettim ama ondan gerçekten hoşlandım. Sadece ona söyleyemedim bunları. Bir anlamı olmayacaktı ne de olsa. Gözlerine baktığımda içeride gerçekten kırılmış ama bunun ne anlama geldiğini pek bilmeyen bir çocuk gördüm. Onu yaralayan bir şeyler vardı ve bunları benimle paylaşmayacaktı. Sorularıma o kadar dürüst cevaplar verdi ki, sadece susması gerektiğini düşündüğü o ana kadar. Ve lanet olsun dedim ben de, neden böyle insanlar hep kırılmak zorunda, neden bu kadar incinmek zorundalar? Ve herşeye rağmen nasıl bu kadar güçlü ve bu kadar emin olabiliyorlar kendilerinden.? Keşke daha farklı bir dönemde tanışsaydık, mesela onun gibi bir ölümlü olduğum zamanlarda... Keşke o da benim gözlerimin içine bakabilseydi ve herşeyi görebilseydi içimde. Peki ne görürdü?...
Dün gece için en doğrusunu yapmış olduğumu düşündüm. O sadece bana sarılmak ve beni öpmek istedi o kadar. Çünkü ben pek çok anlamda bir-sıfır yenik başlamıştım geceye ve iç güdülerim duygularımdan daha baskındı her zaman...şimdi gülüyorum... ?Her neyse, sana dün akşam için teşekkür ederim ve de özür dilerim: öncelikle sana kendini iyi hissettirmeyen sorular sorduğum için, ki hepsinin cevabını biliyordum. İkincisi sana karşılığı olmayan bir şeyler hissettiğim için, ki sorun değil. Üçüncüsü o anda sana karşı dürüst olabilecek kadar cesur olmadığım için. Bazen bunun gerçekten benim kişisel ?lanet?im olduğuna inanıyorum. Hep imkansız şeyler hissederim ben ve de dünkü gibi yanlış yerlerde ve zamanlarda, yanlış insanlara rastlarım. Ne zaman birine karşı bir şeyler hissetsem karşımdaki kişinin içinde dolaşan bir hayaletle de savaşmak zorunda kalırım ben, ve hayaletler hep kazanır... Ama hayat her zaman acı olamayacak kadar kısadır, ve bunu hiç düşünmeyiz, ölümü aklımızdan bile geçirmeyiz, ve kurt bir gün aniden karşımıza çıkar, ona karşı koymak için elimizden hiçbir şey gelmez. Orada öylece durur ve beyaz kurdun avı olmayı bekleriz.?
?Hiç hesapta olmayan bu fırtına dinene kadar seni görmemem daha doğru olur. Sadece mutlu ol bir an önce, birilerinin seni sevmesine izin ver ve tekrar keyif almaya başla yaptığın işten, içtiğin sigaradan, sudan... Cennetine sahip çık. Yüzündeki o kocaman gülümsemeyi düşündüm şimdi, gerçekten o kadar büyük ve muhteşem ki, sana o kadar yakışıyor ki, bu ?güneşi? esirgeme hiç kimseden. Bu arada bugün hava kapalı ve güneş de olmayacak. İşte senin için bir fırsat... Ve bana şans dile, bulunduğum bu durumdan kurtulabilmem için, bunu yapmayı isteyebilmem için ve yeniden başlayabilmem için. Seni unutabilmem için...? Ama henüz bitmedi. Anlattıklarım ve anlatacaklarım benim kadar gerçektir.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home